31.10.1997 tarihinde, Terör örgütü PKK nın yayın organı olan MED TV de yayınlanan "Panel Programı-1" de, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden örnekler vererek "... Mustafa Kemal'de tek dinli hatta dini şey yapan tek milletli yapmak üçü, üç de Kürtlerle çatıştı, ... Cumhuriyet bir devamlılıktır, ... Mustafa Kemal o büyük liderdir, bakın BAŞKANA geliyoruz, şimdi beni idam edecekler ve onu da söyleyeyim, Mustafa Kemal... bir büyük pilottu, pilotu olumlu anlamda, yani halkını bir yerlere getirdi bundan dolayı beni idam etmezler ama Abdullah ÖCALAN da çok önemli kürtlerin tarihinde bir pilot oldu bundan dolayı beni idam ederler. ... çünkü daha zor yerlerden Kürt hareketini bugünkü noktaya getirdi kolay şeyler değil, ikisinin de hakkını kabul etmek lazım. " Dediği, ulu önder ATATÜRK ile terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN'ı kıyasladığı, her ikisinin de eşit lider olduğunu söylediği hatırlatılarak bu şekildeki söylemleriyle neyi amaçladığı sorulduğunda; kendisinin Mustafa Kemal'i hiç kimsenin yüceltmediği kadar bu konuşmada yücelttiğini, büyük bir lider ve pilot olduğunu söylediğini, öbür taraftan da Abdullah OCALAN'ın büyük kıyımlara rağmen Kürtlerin bakışlarını değiştirdiğini söylediğini, Abdullah ÖCALAN ile Atatürk'ü kıyaslamadığını, her ikisinin de iyi bir lider pilot olduğunu söylemesindeki kastın mukayese değil, durumu tespit etmek olduğunu, bu değerlendirmeyi yaptığı ve öyle konuştuğunu,
Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip BUCAK’ın korunması için 22.6.1996 tarihli İl Koruma Kurulu sadece bir polis görevlendirmesini uygun gördüğü ve bu kararın İçişleri Bakanlığı Merkez Koruma Kurulunca 25.7.1996 tarihinde benimsediği ve bu durumun İçişleri eski Bakanı Mehmet AĞAR tarafından 06.08.1996 günü Bakan olarak onaylandığı görülmesine rağmen 06.08.1996 günü Sedat Edip BUCAK’a 4’ü İstanbul’da 2’si İzmir’de görev yapan 6 kişinin tahsis edilerek tayinlerinin yapılması, bu kişilerin ise derhal koruma görevine başlamayıp 3 aylık bir dönem içinde ayrı ayrı göreve başlamalarının ise korumada aciliyet olmadığını ortaya koyması, Sedat Edip BUCAK’ın yazılı talebinin tayinlerden bir gün sonrası olan 07.08.1996 günü yapılması, bu korumalardan 3’ünün Ömer Lütfü TOPAL cinayeti ile ilgili olarak gözaltına alınan kişiler olması birinin de bu kişiler lehine tanıklık yapan kişi olması dikkat çekmektedir. Konunun aciliyeti bakımından bize iletilen dilekçelerde ismi geçen polis memurlarının atamaları 06.08.1996 Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosuna yapılmıştır. Bize yapılan ilk müracaat 11.07.1996 tarihindedir. Atamalar ise bu talepten 25 gün sonra yapılmıştır.
Ö.: Hilmi Ö. paşayla ben en samimi konuşabilecek kişilerden biriyim. 1965-66 yılıydı. Çorlu’da görevliyim. Bunlar, Hilmi Ö., Hüseyin K., Çetin D. geldiler. Havacı ayrılmışlar ama, havacı olarak çok yükselemeyeceklerini düşünmüşler, bu yüzden de vazgeçmişler, karaya dönmüşler. Ö., üsteğmen... ev bulamamış. Komutan beni çağırdı, Tuncer, Hilmi açıkta. Sen kiraladığın evde tek başına oturuyorsun. Seninle otursun' dedi. Benim de iki odalı bir bağ evim var. Komutanım, biriki gün düşüneyim dedim. Sonra olur dedim. İki yıl beraber kaldık. Bu yüzden ben ona istediğimi rahat söylerim. Bu TBMM başkanıyla görüşeceğinin basında çıkmaya başlamasından sonra, tam MGK öncesinde yarım saat kadar bir araya geldiğimiz sırada, komutanım herhalde bu ziyarete gitmeyeceksiniz, dedim. Soğuk baktı. Sen olsan ne yapardın dedi, ben gitmezdim dedim. Bunlar daha gelir gelmez türbanla gösteri yapmaya giriştiler, olmaz dedim... oteki komutanlar da gitmemekten yanaydı. Sonuçta ziyaretin çok kısa yapılması ama, medyanın çağrılarak makamın ziyarete yapıldığının açıklanması görüşünde birleşildi. Ama o sözleri de söylemedi. Kaygılarını anlıyorum ama, Genelkurmay'da kimse tek başına bir şey yapamaz. O bakımdan, rahat olun
Tape No:9108, 01.11.2008 günü İlhan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün " gelecek diyecem Saffet e telefon edip etmemeyi orda konuşuruz çokta önemli değil baş başa konuşalım" dediği, İLHAN'ın "Tamam konuşalım" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "çünkü dün ERHAN GÖKSEL LE BULUŞTUM" , "ENTERESAN BİLGİLER VAR ONLARI BAŞ BAŞA KONUŞURUZ" dediği, İLHAN'ın "Evet tamam hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "SABRI İLE İLGİLİ BİLGİLER VAR" dediği, İLHAN'ın "Aa çok iyi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "YANİ KÖTÜ BİLGİLER DEĞİL BİR BÜYÜK PROJE DİYOR NE KADAR DOĞRU BİLMİYORUM", "Yani işte bir şeyin o tür şeyler var diyor biraz abartır onları da ...." dediği, İLHAN'ın "Bence evet neyse konuşuruz orda" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam ama genel olarak baş başa üçümüz oluruz" dediği, İLHAN'ın "Tamam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Başka kimse olmaz bize katılan olur bakarız" dediği, İLHAN'ın "Evet hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün " Ben baş başa konuşmayı tercih ediyorum burada" dediği, İLHAN'ın "Bende hocam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Orda bin Saffet e bir dostluk ederiz zaten ya Türk Türkiye dışındadır yahut işi vardır " dediği,
If you have any kind of concerns concerning where and how you can utilize escort bayan diyarakıR, you could call us at the web site.