Bu komisyon üyelerinin hiç birinin bu işlere karışmamış olması, en az hakkında şaibeler olan kimseler olmasının da bir teminat olduğunu, başta komisyon başkanı olmak üzere bu olayın Türk devletinin kendisi ile hesaplaşabilmesi olduğunu, Sayın Demirel’in de bu konuya girmesi gerektiğini, Ancak koalisyon menfaatleri ve siyasî menfaatlerin buna mani olduğunu, siyasî menfaatlerin bir tarafa bırakılması sözkonusu olmadan, bu işin tam üstüne gidilmesinin mümkün olamayacağını, herkesin kendine göre sorunları olduğunu, o sorunun karşı tarafla dengelendiğini, karşılıklı anlaşmalar olduğunu, bunun ihtilal idarelerinde hiç olmadığını, ihtilal yönetimlerinin en fazla yolsuzluğun olduğu dönemler olduğu, çünkü hesap soran kimsenin bulunmadığı, Millet Meclisine para kazanmak için değil, hizmet için girmeye başlanılması gerektiğini, halbuki şu anda parlamento dahil herkesin malı götürmek için bu işi diyet borcu ödemek için yaptıkları, onun için daha iyi bir sistem kurulması gerektiğini, Emniyette yapılan operasyonun çok yerinde olduğunu, Meral Akşener’in dürüst bir insan olduğuna inandığını, Koalisyon yıkılmasın diye kimsenin kolay, kolay bu işlere göz yummayacak hale geldiğini, bunun da güzel bir şey olduğunu,
Ergenekon Terör Örgütünün amacına ulaşabilmek ve askeri bir müdahale ile hedefine ulaşabilmek için ülkede bu zemini hazırlayacak kaos ve anarşi ortamı hazırlama gayreti içinde olduğu soruşturmanın bugün itibarıyla ulaştığı noktada net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizin son yıllarda Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlaması, komşularıyla ve ABD başta olmak üzere büyük devletlerle milli çıkarlarımızı gözetecek iyi ilişkiler kurma çabalarının Ergenekon Terör Örgütünü rahatsız ettiği şüphelilerin konuşmalarında görülmektedir. Örgüt bir yandan ülkemizde her fırsatta ve sahip olduğu tüm olanaklarla AB ve ABD düşmanlığını körüklemekte öte yandan bunun başarılması için bir aşama olarak gördüğü Rusya ile daha da yakınlaşılmasını savunmaktadır. Bu bağlamda şüphelinin yardımcısı Neriman AYDIN’ın 01.02.2006 tarihinde Akhmed A. isimli şahsa gönderilen e postada; "Bu göreviniz Türk Ulusunun Rusya ile gelecekte bizlerin yönetiminde kuracağı ilişkilerde temel teşkil edecek... Kemal Abimin önderliğinde, Türk Ulusunu uyandırma ve bilgilendirme faaliyetlerimiz son hızıyla ve büyük coşkular ve katılımlarla devam etmektedir," yine şüpheli Neriman Aydın şüpheli M.Şener Eruygur’a gönderdiği bir mektubunda; "Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere..." şeklinde ifadeler kullanmaktadır.
Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet Genel Müdürlüğü arasında çok belirgin bir koordinasyonsuzluk, rekabet hatta zaman zaman sürtüşme ortaya çıktığını, MİT’in istihbarat görevinin kendilerinde olduğunu, Emniyetin sadece adli vakalarda istihbarat yapması, onun ötesine karışmaması gerektiğini, Emniyet Genel Müdürlüğünün de MİT’in iyi istihbarat yapamadığını, Türkiye genelinde birinci şubelerce yapılan kendi istihbaratlarının olmaması halinde dağılacağını, hazıra konduğunu, iyi çalışmadığını iddia ettiğini, bunun özellikle kaçakçılık istihbaratı konusunda ortaya çıktığını, Emniyette Atilla Aytek’in çok kuvvetli bir polis müdürü olduğunu, gözüpek işinin ehli, uyuşturucu kaçakçılığı işi ile çok etkin mücadele ettiğini, ancak bu vasıflarını bilmesinden dolayı Genel Müdürünü bile takmayan, dediği dedik bir müdür haline geldiğini, onun dönemi MİT içerisinde o tarihe kadar kurulmamış kaçakçılık istihbaratı adıyla bir birimin kurulduğunu, Emniyet MİT’in bu işin içerisine girmesinin gereksizliğini savunduğunu, MİT’inde kaçakçılık istihbaratınında kendi konularına girdiğini ve kaçakçılık istihbaratının siyasî konularla da ilişkili hale geldiğini bu nedenle yapmaları gerektiğini savunduğunu bunun uzun seneler tartışıldığını, daha sonra Emniyetteki bu birim ile Mit’teki bu birim arasında problemler çıktığını, Emniyetteki birimin gayrıresmi şefliği daha sonra İstanbul Emniyet Müdür Muavini iken Mehmet Ağar tarafından üstlenildiğini,
Fanzin’i Hebûn LGBT çıkarıyor. Güneydoğu’da LGBT olarak var olmanın ne demek olduğunu öğrenmek için Hebûn’a internet aracılığıyla ulaştık. Ancak cinsel kimliklerini ilan etmeleri, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi bölgede de "hayatî ölçülerde tehlike" demek olduğu için okuyacağınız söyleşide isim kullanılmadı. Gündelik hayatlarındaki kısıtlamalar, şiddet, intihar, Batı’ya göç ve yasa dışı cinsiyet değiştirme operasyonlarının yanı sıra Kürt hareketi içindeki yerlerini de anlatan Hebûn aktivistlerine kulak vermek için buyrun. Öncelikle kim olduğunuzu anlatır mısınız? Hebûn LGBT; Diyarbakır ve çevre illerde faaliyet gösteren ve insan onurunu her şeyden üstün sayan bir oluşumdur. Çoğunluğu Kürt bireylerden oluşan, ancak Arap, Zaza, Arnavut, Türk gibi diğer etnik kökenli bireylerin de bulunduğu bir LGBT oluşumuyuz. Gönderdiğiniz sorulara teknik grupta yer alan arkadaşlar yanıt veriyor. Hebûn çatısı altında kaç kişisiniz ve kaçınız ailesine, çevresine açık yaşayabiliyor? Hebûn LGBT Oluşumu’nun teknik grubu 4 kişiden oluşuyor ve gönüllü sayımız oldukça fazla. Çoğumuz ailelerine açık değiller ve çevresine açık yaşayan LGBT bireylerin sayısı da oldukça az.
If you have any questions with regards to where and how to use daha fazlasını öğrenin, you can make contact with us at the webpage.