Bu, Diyarbakır’ın turistik cazibesini artırır ve şehrin kapılarını daha fazla insanın keşfetmesine olanak tanır. Aynı zamanda, Diyarbakır escort kadınları, geleneksel Diyarbakır mutfağını tanıtarak yerel kültürün korunmasına ve aktarılmasına da önemli katkılarda bulunurlar. Bu nedenle şehir, sadece güzellikleri değil, aynı zamanda tüm bu özellikleriyle birlikte unutulmaz bir deneyim sunar. Escort kadınlar, genellikle kişisel ilişkiler kurma ve eğlence sağlama amacıyla profesyonel olarak hizmet veren yetişkinlerdir. Bu escort kadınlar, şehirlerinin mirasını koruma ve tanıtma konusunda aktif bir rol oynarlar. Diyarbakır Eskort kadınları, sadece fiziksel güzellikleriyle değil aynı zamanda kültürel zenginlikleri, misafirperverlikleri ve toplumsal katkılarıyla da tanınan önemli bir topluluktur. Diyarbakır’ı ziyaret eden herkes, bu güzel escort kadınların ve şehrin diğer güzelliklerinin tadını çıkarırken, bu özel şehirle daha derin bir bağ kurma fırsatı bulur. Escort kadınlar hakkında daha fazla anlayış geliştirmek, mesleği daha insancıl bir perspektiften değerlendirmek ve cinsellikle ilgili sorunları ele almak için önemlidir. Bu hizmet genellikle sosyal etkinliklere eşlik etmek, arkadaşlık sağlamak ve cinsel hizmetler içerebilir. Diyarbakır, güzel escort kadınlarının yanı sıra, In the event you loved this informative article and you would want to receive details regarding DiyarbakıR Escort Bayan Bulplease visit our own web-page. tarihi surları, eşsiz mutfak kültürü, sanatsal mirası ve coğrafi güzellikleriyle de ünlüdür.
"Ben de ifademde bu tertipleri ÖKK (Özel Kuvvetler Komutanlığı) içindeki ABD'ye bağlı yasadışı kuvvetin düzenlediğini söyledim ve zapta yazdırdım. Bu düzmece işlerde niçin ısrar ediyorlar? İki nedeni var: Kriz bölgelerinde müdahale misyonuna ve ABD 'ye cepheden karşı çıkan tek hareketiz. Üstelik 27 Mayıs devrimcilerini Köy enstitüleri, önemli devrimci aydınları v.b anti Amerikan ve antiemperyalist bir güç birliğine topluyoruz. CHP'yi altı oka doğru çekebilen etkilerimiz oluyor. Birincisi bu. İkincisi tahmindir. Bu belki bizim üzerimizden kendi hasımlarına vuruyorlar. 1996 sonbaharından beri Amerikancı ve şeriatçı güçler BÇG'yi, 28 Şubatı, ordu içindeki Kemalistleri hep PERİNÇEK ile işbirliği yapmakla suçladılar. Bu gerçek değildi. Elbette Kemalist devrimin kazanımlarının savunulmasında arada ilişki olmaksızın aynı cephede savaşıyoruz. Ama bir işbirliği, ilişki yok. Ancak böyle göstermek Amerikancı şer cephede oluyorlar ve tecrit etmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda bizi de sürekli hedef göstererek etkisiz kılmak üzerimize yürünmesini sağlamak istediler. Genelkurmay 'a ve 28 Şubata hep benim üzerimden saldırdılar. ABD temsilcileri görüşmelerde benim tekzip edilmemi v.b istediler. Şu anda Bülent ORAKOĞLU başlattı benim üzerimden hedeflerine atış yapıyorlar. " yazdığı,
Terör örgütü PKK nın yayın organı olarak bilinen MED TV'nin 06.03.1997 tarihli "yeni tarihe doğru" programında; muhtemelen Suriye'de bulunan PKK terör örgütü kamplarında çekilmiş bir görüntünün yayınlandığı, bu görüntülerde; PKK terör örgütü elebaşı Abdullah ÖCALAN ve şüpheli Yalçın KÜÇÜK' ün aynı masada oturduğu, çevrelerinde PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri oldukları değerlendirilen kalabalık bir gurubun olduğu, kendisinin ve Abdullah ÖCALAN'm bu gruba ders verdiği tespit edilmiştir. Bu görüntülerde kendisinin devlet olmaktan bahsederek "eğer asker alamıyorsa, vergi alamıyorsa devlet değildir. Burada size bir teorik bilgi; eğer bir yerden siz bir otorite olarak asker alıyorsanız, vergi alıyorsanız, orada devlet sizsiniz. ... Oraları kontrol ediyorsanız, oranın ekonomik, size yetecek kadar alabiliyorsanız ve asker de alabiliyorsanız orası artık sizin olmuştur. BU SlYASÎ TEORİDİR. " dediği tespit edilmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere şüpheli Yalçın KÜÇÜK'ün PKK Terör Örgütünün devamını sağlamak ve etkinliğini artırması için fikir verdiği ve ağzından çıkan her sözün başta PKK Terör Örgütü Elebaşı Abdullah ÖCALAN olmak üzere bütün örgüt üyelerince tartışmasız kabul edildiği bahsi geçen görüntüler ve yukarıda belirtilen diğer dokümanlardan da anlaşılmaktadır.
"14.11.2008 Günü Kanal 7 televizyonu İskele Sancak Programı"nda yayınlanan görüntüde, şüphelinin 1992 yılında Almanya'da Terör Örgütü PKK'nm düzenlediği bir festivalde, stadyumda toplanmış yüzlerce kişinin önünde yaptığı konuşmada; "Bugün diyorum. Dünyada en güzel baş Kürt başıdır. Çünkü Kürt başını kaldırıyor. Her yerde bunu söylüyorum. Şu anda sevgili dostlarım; Mezopotamyah olduğum için, Anadolulu olduğum için, Orta Asyalı olduğum için gurur duyuyorum. Selam başkaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına.. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam Kardeşime " gibi kelimeler kullandığı, PKK terör örgütü üyeleri ve elebaşı Abdullah ÖCALAN'ı selamladığı, örgütü ve üyelerini övdüğünün görüldüğü hatırlatılarak, PKK terör örgütünü övmesinin nedeni sorulduğunda; Bu televizyonların kendisi ile ilgili yaptıkları bir kampanyanın yansıması olduğunu, bu tür konuşmaları yaptığı zamanın 1992 yılı olduğunu, bu dönemde Kürtlerin birçok taleplerde bulunduklarını ve baş kaldırdıklarını, Türk halkının ise başını eğmiş vaziyette olduğunu, kendisinin de başını kaldıran insanları sevdiği için "Selam Kürdistan dağlarını, selam başını kaldıran Kürt kardeşime" diye konuşmalar yaptığını, ancak burada Abdullah ÖCALAN'ın aklına hiç gelmediğini ve onu kastetmediğini, PKK Terör Örgütünü de kastetmediğini, o dönem içerisinde Almanya'da bir festival düzenlendiğini ancak ne festivali olduğunu bilmediğini, o dönemin siyası partisi olan HEP yöneticilerinin kendisini davet ettiğini, bunun üzerine stadyumda konuşma yaptığını beyan etmiştir.