Dul Olgun şişli Escort Kevser profilidir. Herkese merhaba canlarım. Benim adım Kevser. Bir yıl evli kaldıktan sonra boşandım. Dul bir bayanım. Aynı zamanda 36 yaşındayım. Benim gibi bir olgun bir kadınla seks anlamında güzel bir deneyim yaşamaya ne dersiniz? Bunun için doğru bir tercih olduğumu göreceksiniz. Dul olgun bir kadınla seks anlamında farklı şeyler yapabilirsin. Özellikle pozisyon zenginliği içerisinde sınırsızca takılabiliriz. Benim gibi dul olgun bir şişli escort kadın’la sınırları zorlayabilirsin. Profilimdeki güncel fotoğraflarda gördüğünüz gibiyim. Her erkeğe hitap eden vücut hatlarım bulunuyor. 1 68 boy ve 57 kilodayım. Vücut hatlarım bir erkeğin hayalini süsleyecek kadar güzeldir. Özellikle erkekler dolgun kalçalarımı ve göğüslerimi bomba olarak adlandırılıyorlar. Dul bir kadının içindeki yangını söndürmek hiç kolay olmayacaktır. Sınırsız escort arayanlar için doğru adresim. Erkeklerin geneli yatakta iştahlı oluyor. Aynı zamanda benim gibi seks konusunda uzman bir kadınla beraber olduklarında sınırları da zorluyorlar. 36 yaşında bir kadınla yatakta neler yapabilirsin? Misyoner pozisyonu hariç "Oral, Anal, Cim Cif, Swinger" pozisyonlarını sınır tanımaksın yapıyorum.
-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; "Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan "Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum" Şeklinde beyanların yer aldığı,
Abdullah Canan'ın aşiretine bağlı Karlı ve yanındaki Çatma köyünde sığınak olduğu şeklinde duyum gelince Emniyet ve MİT ile çalışmalar yapıldığını, özel harekatla birlikte amirlerinin ve komutanlarının bilgisi dahilinde yapılan operasyonda 4 teröristin öldürüldüğünü, sığınaklar tesbit edilerek bir miktar malzeme ve erzak temin edildiğini, o operasyon sonunda kapalı bir evin asker tarafından kurcalandığını ancak iddia edildiği gibi fazla miktarda tahribat yapılmadığını, bununla ilgili şikayet konusuna gelince: Mehmet Yüzbaşı'nın kendisine, şikayetten vazgeçeceklerini ve konuşma talepleri olduğunu söyleyince, kendisinin de bu konuda tedirginliklerini olmadığını, istedikleri kadar şikayette bulunabileceklerini söylediğini, köyde arama yapan komutanları da çağırarak aramayı yapanların onlar olduğunu belirtip tokalaşıp ayrıldıklarını, herhangi bir tehdit olayı olmadığını, Abdullah Canan'ın kendisiyle ilgili şikayette Yüoksekovada olmadığını ve Abdullah Canan namına başkası tarafından yazıldığını öğrendiğini, bu hususta Savcı Ayhan Kocabaş'ı da tehdit etmediğini o savcının bazı hareketleri nedeniyle ilçeden tayinen ayrıldığını, Abdullah Canan olayında işi tezgahlayan ve parayı alanın Kahraman Bilgiç olduğunu tahmin ettiğini, bunu Tugay Komutanının da söylediğini, Abdullah Canan'ın öldürüldükten 7 gün sonra bulunduğu halde cesedinin bozulmamasını da kış şartlarına bağladığını,
Ahmet Çetinsaya’nın yeğeni Ömer Çetinsayan’ın Don Petro Disco’daki hisselerini tehdit etmek suretiyle Söylemezler’in aldığını, Ömer Çetinsaya’nın göstereceği adreslerde sanık araması yaparken Kızıltoprak’taki büroyu tespit ettiklerini ve buraya tesadüfen komiser muavini ile Ömer Çetinsaya’nın gittiklerini, büroya önce komiser muavininin girdiğini, içerdeki şahısların komiser muavininin silahını alıp yere yatırarak etkisiz hale getirdiklerini, içeriden gelen sesleri duyan Ömer Çetinsaya’nın içeriye girip bu durumu görmesi üzerine silahını çekip çatışmaya girdiği ve bu sırada SÖYLEMEZLER’in adamı olup daha önce Ankara’da Rumork Disco önünde Sedat Bucak’ın yeğenlerini öldüren sanıklardan Sait Aydın’ın öldüğünü, olayın tahkikatını yaparak ele geçen sanıkları adliyeye gönderdiklerini ve firarda olan aralarında Faysal Söylemez ve Sena Söylemez’in de bulunduğu sanıkları yakalamak için ekipler oluşturduklarını, ancak, bu sırada İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen Kemal Yazıcıoğlu’nun kendisinin görev yerini değiştirdiğini, bunun üzerine yıllık izne ayrıldığını, izinde iken de kendi görevlendirdiği ekiplerin Adana otoyolunda Söylemez Kardeşleri yakaladıkları, bunlardan Faysal Söylemez’in ifadesinde, Başkomiser Halim Apaydın aracılığı ile kendisine para verdiğini söylediğini, bunun yalan olduğunu ve Faysal Söylemez ile Halim Apaydın’ın Mahkemede " biz polisteki ifademizi işkence sonucunda verdik, böyle birşey söylemedik" diyerek yalanladıklarını, rüşvetin oluşabilmesi için bir işin yapılmış olması gerektiğini, halbuki Söylemezler tahkikatında yaptıkları bir usulsüzlüğün bulunmadığını, işkenceden suçlandıklarını, hem işkence yapmanın hem de rüşvet almanın mümkün olamayacağını,